Kitle fonlaması piyasası, çeşitli deneyim seviyelerine, yatırım motivasyonlarına, gelir oranlarına ve risk iştahına sahip farklı yatırımcı profilleri içerir. Bu çeşitlilik, her yatırımcı kategorisi için uygun yatırımcı korumasını sağlamak için farklı yatırımcı koruma seviyeleri gerektirir. Bu nedenle, ECSPR yatırımcıları gelişmiş ve gelişmiş olmayan yatırımcılar olarak kategorize eder. ECSPR'deki bu sınıflandırma, profesyonel ve bireysel yatırımcılar arasında ayrım yapan MiFID II'de tasarlanan sınıflandırmaya benzerdir.[1]
Bilgili yatırımcı (a sofisticated investor), ECSPR'nin Ek II'sinin I. Bölümünde "sermaye piyasalarına yatırım yapmanın beraberinde getirdiği risklerin farkında olan ve bu riskleri aşırı mali sonuçlara maruz kalmadan üstlenmek için yeterli kaynaklara sahip olan yatırımcı” olarak tanımlanmaktadır. Gerçek veya tüzel kişi olmak başlı başına bilgili yatırımcı olarak nitelendirilmek için belirleyici faktör olarak kabul edilmez. Bunun yerine, ECSPR, gerçek ve tüzel kişiler için ayrı ayrı olmak üzere bilgili yatırımcı olarak nitelendirilmek için aşağıdaki tanımlama kriterlerini belirler:
Gerçek veya tüzel kişi yukarıda öngörülen tanımlama kriterlerini karşıladığında, yatırımcının talebi üzerine kitle fonlaması hizmet sağlayıcısı (CSP) tarafından bilgili yatırımcı olarak onaylanmalıdır.[2] Yani, bilgili bir yatırımcı, tanımlama kriterlerini karşılıyorsa ve CSP'den bilgili yatırımcı olarak değerlendirilmesi için onay alırsa bu şekilde nitelendirilebilir. Bir yatırımcının bilgili olarak tanımlanması iki yıl boyunca geçerliliğini korur.[2]
Buna karşılık, belirli bir yatırımcı profili ECSPR kapsamında doğrudan bilgili yatırımcı olarak kabul edilir. Bu tür yatırımcının tanımlama kriterlerini karşılaması veya onay alması gerekmez. MiFID II kapsamındaki 'profesyonel' müşteriler, MiFID II'nin Ek II'sinin I. Bölümünün (1) ila (4) noktalarında belirtilen kuruluşlar, CSP'ye profesyonel statülerini kanıtlamaları koşuluyla sofistike yatırımcı olarak işlem görür.[3]
ECSPR'nin 2(1) maddesinin (k) bendine göre, bilgili yatırımcı olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi, bilgili olmayan bir yatırımcı olarak kabul edilir. Bilgili yatırımcılardan farklı olarak, bilgili olmayan yatırımcılar için giriş bilgisi testi, zararı karşılama yeteneğinin simülasyonu, ek güvenceler olmaksızın yatırılabilecek maksimum sermaye miktarı ve sözleşme öncesi düşünme süresi gibi çeşitli mekanizmalar belirlenmiştir.
Sonuç olarak, kitle fonlamasında yer alan çeşitli yatırımcı profilleri göz önüne alındığında, ECSPR yatırımcıları bilgili ve bilgili olmayan olarak kategorize eder ve her kategori için çeşitli yatırımcı koruma seviyeleri belirler. ECSPR, bilgili olmayan yatırımcılar için daha yüksek yatırımcı koruması sağlayarak, düşük deneyim ve bilgi seviyeleri ve sınırlı finansal kapasiteleri tarafından ortaya çıkan olumsuz koşulları en aza indirmeyi amaçlamaktadır.
[1] Recital (42) of ECSPR.
[2] Section II of Annex II to ECSPR.
[3] Section III of Annex II to ECSPR.
Finans dünyası sürekli olarak dijitalleşirken, sermaye toplamanın geleneksel yollarına dijital tamamlayıcılar görmek şaşırtıcı değildir. Modern finans alanında kitle fonlamasının çoğunlukla dijital platformlar yoluyla kolaylaştırıldığını görsek de, kitle fonlamasının yöntemleri çok daha eskiye dayanır.
Kitle fonlaması kavramı, kitle fonlaması hizmeti için farklı modelleri kapsar. Farklı modellerin sınıflandırılması şimdiye kadar çeşitli parametrelere göre yapılmıştır, yani değer önerileri, uygulama kalıpları, fon sağlayıcı motivasyonları, riskler ve kitle fonlaması platformlarının yasal uyumluluk ihtiyaçları.[1] Yine de, fon sağlayıcının katkısı karşılığında finansal bir getiri beklentisinden yönlendirici bir ayrım ortaya çıkmaktadır. Özellikle, aşağıdaki kredi tabanlı, yatırım tabanlı ve fatura ticareti modelleri finansal getiri sağlarken, yatırım tabanlı olmayan modeller sağlamaz.
Kitle fonlaması, iş yaratmada önemli bir rol oynadığı kanıtlanmış olan yeni kurulan şirketler ve KOBİ'lere katkıda bulunan mükemmel bir katalizördür. OECD'nin bulgularına göre, beş yaşında veya daha küçük firmalar, toplam istihdamın yalnızca %21'ini oluştururken iş yaratmanın %47'sinden sorumludur.[1]